Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan. Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak. Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...
Üniversiteyi şehir dışında okumak mı? herkesin hayali galiba bu düşünce. Kimse kendi şehrini tercih etmiyor pek ha etse bile hep en son tercihi bulunduğumuz şehir olabiliyor.Benim açımdan neresi olursa olsun giderdim öyle bir takıldığım durum yoktu.Tabi gönlümden geçen kendi şehrimdi .Çünkü büyüdüğüm, ailemin,en sevdiğim insanların olduğu kendimi bir parçası olarak gördüğüm yer her zaman bir adım önde oldu. Fakat gelin görün ki pek öyle olmadı.Mersin Pdr oldu. Hiçbir sorun yoktu zaten buraya kadar her şey normal fakat asıl hikaye oraya gittikten sonra başladı benim için. Hiç bilmediğim bir yer ,yepyeni bir ortam ve sevdiklerinden uzak, ailenden uzak , evinden uzak.
Bir yurt ortamı daha sonrasında yurdun içindeki ortam ve arkadaşların gibi birçok durumla karşı karşıya kaldım. Ha tek ben mi kaldım tabi ki de hayır benim gibi birçok öğrenci. Ama o an öyle bir an ki sanki aileniz sizden vazgeçmiş ve bir hayatta kalma mücadelesi vermeniz gerekecek. Aslında öyle ama ben bunu kendimce o kadar büyük bir sorun haline getirmiştim ki inanılmaz bir psikolojik soruna sürükledim kendimi. Aslında hayal ettiğim yerde yani üniversiteyi kazanmıştım. Fakat bu benim için bir sorun işte ben de üniversiteyi başka bir şehirde okumak böyle bir şeydi.
O okulun ilk günü geldi çattı bilmiyorsun tamamen bir bilinmezlik ve unutamayacağın o hayat tecrüben :)) O kadar sıkıntılı bir gün ki çünkü liseden kopmuşsunuz herkes birbirine ben de dahil deli gibi bakıyor. Bir gözlem durumu var ama kimin gözü kimin üstünde belli değil.Çok arıyorsunuz özellikle o ilk iki hafta inanılmaz bir süreç ha o süreci ben 6 ay yaşadım. Bunu bir ben bir Allah birde üniversitedeki en yakın arkadaşlarım bilir:)) Yalan yok ufakta olsa çektirdim onlara,kahrımı çektiler yani. Neyse ben o ilk gün o ilk haftalar ciddi söylüyorum tek başıma yalnız, sosyal ortamdan tamamen kopmuş bir şekilde deli koyun gibi dolanıyorum. Çünkü belli bir sınıfınız yeriniz yok buldun bir yer çök oraya. Ama işte ben bu kısımda çok zorlandım.Belki hani abartıyorsun Alihan diyenleriniz vardır. Okurken hani üni böyle bir yer değil :)) emin olun benim için öyle bir yerdi. Buradan oradaki arkadaşlarımın aflarına da sığınarak :)bunları söylemem gerek ki biliyorlar yani.
Sonra yavaş yavaş kaynaşıyorsunuz. Bir çevreniz oluşmaya başlıyor sonra diyorsunuz ki hah ben buyum işte ya falan ama sonra bambaşka bir şey oluyor evi özlüyorsunuz, o arkadaşlarınızla konuşurken, gezerken keşke lisedeki arkadaşlarım da burada olsa diyorsunuz başlarda. Ha ben dedim o ayrı ama bu tamamen benden kaynaklıydı yoksa oradaki arkadaşlarım birbirinden değerli, vakitlerini eğlenceli geçiren,her zaman yanımda olan insanlar.Hepsini tartışmasız çok seviyorum.
Ama dedim ya bu tamamen benden kaynaklı bir durum.:) Daha sonrasında üniversiteyi şehir dışında okumanın getirdiği avantajlarda var kesinlikle.Ki bunu kabul etmeliyim ki üniversiteyi şehir dışında okumak her şeyiyle avantaj bunu dezavantaj haline getirirseniz benim yaptığım gibi siz getiriyorirsiniz 😄. Tabi maddi olarak illa bir çeki düzen gerekiyor o ayrı. Konuyu dağıtmayayım bir kere kendi ayaklarınız üstünde durmayı öğreniyorsunuz, yeni insanlar tanıyorsunuz, yeni arkadaşlıklar ediniyorsunuz. Çevre, şehir düzeni olarak farklı bir çevre tabi bu benim açımdan şöyle geçerliydi.Mesela Kayseri'de yolun kenarlarında çam ağacı varken Mersin'de palmiye ağaçları vardı gibi:)) Hani bunlar size artı şeyler zaten sonra farklı şehirlerden gelen bir sürü insan tanıyorsunuz, bambaşka fikir ve düşüncelerle karşılaşma imkanı buluyorsunuz zaten bu son dediğim kendi şehrinizde de olsa geçerli bir durum.Hani dediğim gibi güzel avantajlar ediniyorsunuz.
Beni oraya ne kadar çok alıştırmaya çalıştırmış olsa da arkadaşlarım ya da her gitmek istemem söz konusu olduğunda lafını açtığımda bana karşı gelseler de beni sevdikleri için bunları yaptıklarını biliyordum.Ama işte kafaya taktım ya bir kere olacak o ve hala çok istiyorum utanmadan 😄 Kayseriye gelmeyi inanılmaz bir şekilde hem de biliyorum bunu okuyan arkadaşlarım sinir olabilir şu an ama bence bir insan nerede mutlu olacaksa orada olsun yada bu benim kendimce isteğim. Daha mutlu olmak istiyorsam bunu yapmalıyım diye düşünüyorum, bu herkes için için geçerli hepimiz mutlu olmak için yapacağımız şeyleri zamanı gelince yapıyoruz. Ayrıca yeşil çimen falan da yok :) bizim binanın bahçesinde de var o kadarı.
Ve evet geldik yazımın sonlarına dediğim gibi eğer ben yapabilirim diyorsanız tabi ki yapın ama sadece yazdığınızda benim gibi bu düşüncelere kapılmak ve bunu inatla sürdürüp gitmek istiyorsanız tercih sizin ama şimdi bunu yaşamadan da bilemeyiz.
Ben de aslında bir yerde deneyimimi paylaştım bir yerde kendim de rahatladım.İçimi dökmüş oldum. Neyse İnşallah herkes için hayırlısı olması dileğiyle yazımı okuduğunuz ve vakit ayırdığınız içinde ayrıca teşekkür ederim.
görüşmek üzere :)
Bir yurt ortamı daha sonrasında yurdun içindeki ortam ve arkadaşların gibi birçok durumla karşı karşıya kaldım. Ha tek ben mi kaldım tabi ki de hayır benim gibi birçok öğrenci. Ama o an öyle bir an ki sanki aileniz sizden vazgeçmiş ve bir hayatta kalma mücadelesi vermeniz gerekecek. Aslında öyle ama ben bunu kendimce o kadar büyük bir sorun haline getirmiştim ki inanılmaz bir psikolojik soruna sürükledim kendimi. Aslında hayal ettiğim yerde yani üniversiteyi kazanmıştım. Fakat bu benim için bir sorun işte ben de üniversiteyi başka bir şehirde okumak böyle bir şeydi.
O okulun ilk günü geldi çattı bilmiyorsun tamamen bir bilinmezlik ve unutamayacağın o hayat tecrüben :)) O kadar sıkıntılı bir gün ki çünkü liseden kopmuşsunuz herkes birbirine ben de dahil deli gibi bakıyor. Bir gözlem durumu var ama kimin gözü kimin üstünde belli değil.Çok arıyorsunuz özellikle o ilk iki hafta inanılmaz bir süreç ha o süreci ben 6 ay yaşadım. Bunu bir ben bir Allah birde üniversitedeki en yakın arkadaşlarım bilir:)) Yalan yok ufakta olsa çektirdim onlara,kahrımı çektiler yani. Neyse ben o ilk gün o ilk haftalar ciddi söylüyorum tek başıma yalnız, sosyal ortamdan tamamen kopmuş bir şekilde deli koyun gibi dolanıyorum. Çünkü belli bir sınıfınız yeriniz yok buldun bir yer çök oraya. Ama işte ben bu kısımda çok zorlandım.Belki hani abartıyorsun Alihan diyenleriniz vardır. Okurken hani üni böyle bir yer değil :)) emin olun benim için öyle bir yerdi. Buradan oradaki arkadaşlarımın aflarına da sığınarak :)bunları söylemem gerek ki biliyorlar yani.
Sonra yavaş yavaş kaynaşıyorsunuz. Bir çevreniz oluşmaya başlıyor sonra diyorsunuz ki hah ben buyum işte ya falan ama sonra bambaşka bir şey oluyor evi özlüyorsunuz, o arkadaşlarınızla konuşurken, gezerken keşke lisedeki arkadaşlarım da burada olsa diyorsunuz başlarda. Ha ben dedim o ayrı ama bu tamamen benden kaynaklıydı yoksa oradaki arkadaşlarım birbirinden değerli, vakitlerini eğlenceli geçiren,her zaman yanımda olan insanlar.Hepsini tartışmasız çok seviyorum.
Ama dedim ya bu tamamen benden kaynaklı bir durum.:) Daha sonrasında üniversiteyi şehir dışında okumanın getirdiği avantajlarda var kesinlikle.Ki bunu kabul etmeliyim ki üniversiteyi şehir dışında okumak her şeyiyle avantaj bunu dezavantaj haline getirirseniz benim yaptığım gibi siz getiriyorirsiniz 😄. Tabi maddi olarak illa bir çeki düzen gerekiyor o ayrı. Konuyu dağıtmayayım bir kere kendi ayaklarınız üstünde durmayı öğreniyorsunuz, yeni insanlar tanıyorsunuz, yeni arkadaşlıklar ediniyorsunuz. Çevre, şehir düzeni olarak farklı bir çevre tabi bu benim açımdan şöyle geçerliydi.Mesela Kayseri'de yolun kenarlarında çam ağacı varken Mersin'de palmiye ağaçları vardı gibi:)) Hani bunlar size artı şeyler zaten sonra farklı şehirlerden gelen bir sürü insan tanıyorsunuz, bambaşka fikir ve düşüncelerle karşılaşma imkanı buluyorsunuz zaten bu son dediğim kendi şehrinizde de olsa geçerli bir durum.Hani dediğim gibi güzel avantajlar ediniyorsunuz.
Beni oraya ne kadar çok alıştırmaya çalıştırmış olsa da arkadaşlarım ya da her gitmek istemem söz konusu olduğunda lafını açtığımda bana karşı gelseler de beni sevdikleri için bunları yaptıklarını biliyordum.Ama işte kafaya taktım ya bir kere olacak o ve hala çok istiyorum utanmadan 😄 Kayseriye gelmeyi inanılmaz bir şekilde hem de biliyorum bunu okuyan arkadaşlarım sinir olabilir şu an ama bence bir insan nerede mutlu olacaksa orada olsun yada bu benim kendimce isteğim. Daha mutlu olmak istiyorsam bunu yapmalıyım diye düşünüyorum, bu herkes için için geçerli hepimiz mutlu olmak için yapacağımız şeyleri zamanı gelince yapıyoruz. Ayrıca yeşil çimen falan da yok :) bizim binanın bahçesinde de var o kadarı.
Ve evet geldik yazımın sonlarına dediğim gibi eğer ben yapabilirim diyorsanız tabi ki yapın ama sadece yazdığınızda benim gibi bu düşüncelere kapılmak ve bunu inatla sürdürüp gitmek istiyorsanız tercih sizin ama şimdi bunu yaşamadan da bilemeyiz.
Ben de aslında bir yerde deneyimimi paylaştım bir yerde kendim de rahatladım.İçimi dökmüş oldum. Neyse İnşallah herkes için hayırlısı olması dileğiyle yazımı okuduğunuz ve vakit ayırdığınız içinde ayrıca teşekkür ederim.
görüşmek üzere :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan bildirebilirsiniz.