Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan. Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak. Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...
![]() |
Akıl vermek, akıl almak |
Herkese merhaba :)
Bugün başkalarına verdiğimiz fikirleri neden bu kadar kolay verebildiğimizi ve o akıl ve fikirleri kendimizde asla kullanmamız konusunda bir yazı yazayım dedim. Ve gerçekten güzel bir konu, güzel bir içerik olacağını düşündüm. O zaman başlayalım. Keyifli okumalar :)
Bizler yeri geldiğinde kendimize yeri geldiğinde ki bu çoğu kez başımıza gelir bir anda kendimizi akıl hocalığı yaparken buluruz. Hemen her konuda rahat fikirler beyan etme ve doğruymuş gibi düşüncelerimizi söyleyiveririz. Çünkü başkalarına her zaman kendimize göre akıl vermek daha kolaydır. Eğer işin içinde durumun merkezinde biz yoksak, sorun bizim sorunumuz değilse daima doğru bir şekilde savunduğumuz söylemin arkasında dururuz. Ne olursa olsun daima dediğimiz şeyin doğru olduğunu düşünürüz.
Bizler başkalarına her zaman kolay akıl danışır kolay da akıl veririz. Bazen de hatayı buralarda yaparız. Hani neden bu kadar hızlı olsun istiyoruz. Bu durum aklımızı daha da karıştırabilir. Hiç bunu düşünen olmuyor.
Ve kendi meselemiz olduğunda asla işin içinden çıkamıyoruz. Ya çok polyannacı oluyoruz ya da çok kötüsünü düşünüp işi kendimiz açısından karmaşık hale getiriyoruz .
Bu durumda da bizler başkasına akıl danıştığımızda onlar da bize çok rahat ve kesin olurcasına fikirler veriyorlar. Çünkü bizler rahat davranamayız kendimize doğru ve açık olamayız. Genelde hep en kötüsünü düşünürüz. Ve bunu yaparsak sanki olaylar daha çok kendi açımızdan karışık hale gelecekmiş gibi hissederiz. Ha yalan da yok olur da bazen.
İşte buda böyle garip bir durumdur. Gerçekten kimsenin anlam veremediği fakat bu şekilde anlamlandırdığı bir konudur.
Hayatta gerçekten daima hem akıl danışmak hem de akıl vermek en kolay iştir. Bazen içimizden geleni dinlemek bazen de içimizden eğer akıl danışmak geliyorsa gerçekten bunu yapmamız gerekir. Sonrasında bizler kendimize karşı bu işi nasıl daha kolay bir hale getirebiliriz? Nasıl kendimizle ilgili durumlarda işleri saha basitleştirip rahat aşılabilir hale gelebilir ? İşte burada yapmamiz gerek sey sakin olup düşünmek önce olayı kendi içimizde anlamamız, nasıl oldu kimler arasında oldu ve ne gibi bir durum bizi bekliyor, sonucları neler olabilir ? Eğer bu sorulara rahat bir cevap bulursak gerçekten kimseye gerek kalmadan kolay bir şekilde o durumu aşabiliriz. Ama bizler bu sorulardan birkaçına cevap bulabiliyorsak diğer kısımlarında takılıp işin içinden çıkarmıyorsak işte o zaman her gelen geçene değil de hakikaten aklı başında birilerine akıl danışabiliriz.
Başkaların ise bu durumu yaşadığında ona gerçekten bu gibi sorulara kendi içinde sakince yanıt verip vermediğini ya da olayı kendi çözüm yolları bulup bulmadığını sorarak konuşmaya başlarız. Sonrasında takılmak gibi durumlar varsa bizde kesin ve net ifadeler kullanmadan kendi düşünce doğrultunuzda kolay ifadelerle fikir verebilirsiniz. :) ama şunu da söylemeden olmaz;
Siz siz olun ne başkasının durumlarına müdahale edin ne de kendi düşüncenizi ve olay akışınızı etkileyecek radikal kararlar alıp değişikliğe yol açacak düşünceleri hemen uygulamayın.
Biraz düşünün taşının daha doğru karar vermek açısından illa ki istişare yapın. Ama bu istişareyi çoğu kişiyle değil de gerçekten işi daha doğru bilen bir büyüğünüz veya profesyonel yardımlar alabilirsiniz.
Bugünkü yazım da bu şekildeydi. İnşallah okurken keyif almışsınızdır. Kısa ve öz olmasını isteyerek burada yazıma yavaş yavaş son cümlelerimi ekliyorum.
Eğer diğer yazılarımı okumak istiyorsanız aşağı kaydırabilirsiniz. ;)
By Alihan Alkurt
güzel yazı :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim 😊
Sil