Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan. Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak. Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...
![]() |
Altıncı his |
Bugün blog yazımda ne yazsam ne yazsam diye düşünürken bir sürü konudan seçim yapmak durumunda kaldım. Ve bunun altıncı hisle alakalı bir yazı olmasını istedim.
Altıncı his nedir ? Gerçekten bu hisle bizim kendi yaşadığımız olaylar ve durumlarda içimizden geçen şeyler karşımıza çıkıyor mu ? Bununla ilgili nacizane fikirlerimi paylaşmak istedim.
Altıncı his tanımına gelirsek benim açımdan kavramsal açıklaması, insanın içindeki duygu yönetimini sağlayan en kuvvetli durumdur diyebiliriz. Altıncı his bizim kendi içimizdeki akılla bağlantı kuran ve zihnimizde beliren şeylerin duygu yoğunluğuna dönüşmesidir bana göre. Yani bizler bir durum ya da bir olay karşısında hissiyatlarımızı az çok ne olup biteceğini ve bunu çokça da düşünerek meydana getirmektir. Elbette her şeyin sorumlusu ve yöneticisi Allahtır. Haşa böyle bir iddiası kimsenin yok olmasında. Bu yazıda sadece eğlenmeye ve bu hissi kendi içinizde sorgulamaya çalışın. Neyse konudan çıkmayayım. Benim fikrimce bu his var. Yani kimisi tesadüf der kimisi gerçekten olduğuna inanır, kimisi hayretle var mı yok mu onu araştırır.
Ama benim kendi görüşüm bazı insanlar akıllarından ve kalplerinden geçenleri sadece içinde yaşamaz. Bunları dış dünyaya da yansıtır. Ben çevremde çok gördüm bazı insanların daha o olay olmadan ne olacağını tahmin ederek gerçekleşmesinden. Zaten bu his olmayan bir olay karşısında durduk yere oluşan bir şey değildir. Kimse müneccim değil sonuçta. Bu his %99,9 oranında yaşanan bir olay karşısında belki o olayın açacağı diğer sorunları da beraberinde olacağının hissiyatına kapılmaktır.
Altıncı his denen duygu yoğunluğu, insanların tempolu hayatlarıyla doğru orantılıdır. Bir insanın hayatı ne kadar yoğunsa yaşadığı duygularda o kadar yoğun olur ve bu hisse kapılarak çoğu zaman gerçekleşeceğini düşünürler ve bazı durumlarda da olur zaten.
Peki bizler bu altıncı hisle gerçekten yaşadığımız olayları yönetebilir miyiz ?
Yönetmek biraz iddialı olabilir ama biraz onun kırıntısının etkisiyle ama yüksek oranda düşünce tahminiyle olur. Neden mi ? Çünkü ben inanıyorum ya galiba böyle şeylerin olduğuna. Bir insan hani kimse kimseden üstün değil ama bazı durumlarda da olacak şeyleri kendi kanaatince bilmesi bir çok kişi için bazen şaşırtıcı olabilir. Bazıları altıncı hislerin doğaüstü güçler olduğuna inanırlar. açıkçası ben bu kadar olduğunu daha doğrusu abartmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.
![]() |
Duygu yönetimi |
İnsanlar değişik duygulara kapılarak anlıkta olsa ya da uzun süreli olaylarda da olsa olumlu veya olumsuz enerjileriyle tahmin ederler. Zaten kontrol etmek imkansız o bizim şeyimizde olan bir durum değil. Hani bu benim ailemde de var açıkçası biri aramadığı zaman ya da eve geç geldiği zaman aklında kurduğu ve içinden geçirdiği o şeyle gerçek çıktığı çok olmuştur yani.
Dediğim gibi altıncı his denen şey elbette ki adı üstünde bu bir histir. Olağanüstü, insanüstü bir şey değil . Ama insan dediği şeyler çıkıncada böyle bir durum olduğunu kendileri de söylerler.
Allah aşkına hangimiz demedik" bak benim altıncı hissim kuvvetlidir çıkar "diye. Dedik hepimiz dedik yani bu gayet doğal ve normal bir şey.
Hatta ben bunu psikolojik açıdan da etkisi olduğuna inanıyorum yani bu konuyla da paralellik gösterebilir. Çünkü insanlar psikolojik açıdan iyi veya kötü hissederek enerji yoluyla bunu gerçeğe dönüştürebilir.
Yani demem şu ki altıncı his var ve insanlar birtakım düşünce ve o düşünceyi içselleştirme yoluyla dışarı gerçek olacak şekilde yansıtabilirler. Bu aslında bir yerde evrene mesaj gibidir de. Hani derler ya" bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş" diye. İşte buda böyle bir şey insan evrene mesajını yollar ve bazen tutar bazen tutmaz. Sonuçta adı üstünde insan yani. Ama siz her ne olursa olsun içinizdeki güzellikleri daima dışarı yansıtmaya çalışın. Ve o güzellikler daima her zaman sizleri bulsun. Sizinle birlikte olsun . Ha diyorsanız aman içimizde güzel bir şey mi kaldı diye. Merak etmeyin her zaman ufakta olsa bir iyilik, güzel düşünce tortusu aklınızın ve kalbinizin bir köşesindedir.
Buradan da vesileyle sizlere güzel zamanlar, güzel günler ve ömürler dileyerek yazıma artık son dokunuşları yapmak durumunda kalıyorum. Yazımı okuduğunuz ve vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Sonuçta ben bu yazıyı yazarken emek veriyorsam, düşünüyorsam sizlerde okuyarak bu emeğe daha çok emek katmış oluyorsunuz.:)
Eğer diğer yazılarımı okumak istiyorsanız ana sayfadan ve azıcık aşağı kaydırarak bu yazının altından ulaşabilirsiniz. Sayfamı takip etmek haberdar olmak için de üç yatay çizgiden sol köşeye tıklayınca izle kısmından takip edebilirsiniz. Abone ol kısmından da mail yoluyla haberdar olabilirsiniz.
Bir daha ki yazı da görüşmek üzere 😊
By Alihan Alkurt
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan bildirebilirsiniz.