YAŞAM ATÖLYESİ 🌿

Herkese merhaba. Blog sayfama hepiniz hoş geldiniz. Bugün  sizlere yine bir ağaç ev sohbetlerinden sesleniyorum. Bu sefer ki konu Despot Hayrat blog isimli diye güzel bir blog sayfasından çıkmış. İnanılmaz farklı ve ilgi çekici geldi bana da. Ve dedim ki bu konuda da neden ben de kısa ve öz şeyler yazmayayım.  Ben aslında Despot Hayrat gibi yapılacak olan çalışmalardan bahsetmeyeceğim. Zaten kendisi bu yazı konusunu başlatmış ve çok da güzel ve farklı çalışmaları kendi gözünden değerlendirerek yazmış. Ben F ütüristik kavramının ne olduğunu ve neler çağrıştırdığını kendimce kısa bir şekilde açıklamak istedim. Fütüristik  Fütüristik aslında kelime anlamı olarak gelecek, geleceğe yönelik veya geleceğin günümüze taşınması gibi birçok anlama gelmektedir. Çok belirgin bir anlamı olmakla birlikte anlamından çıkarılabilecek çok geniş bir okyanustur aslında Fütüristik kavramı. Ben bu kelimeyi galiba hepimiz gibi en çok İngilizce dersinde duymuşumdur bir de buna ek olarak 11. sınıf Edebiyat de

  Olumlu Düşünme Sanatı  Herkese merhaba. Blog sayfama yine yeniden hoş geldiniz. Başlıktan da görüldüğü üzere bugunkü konumuz "olumlu düşünme sanatı" ile ilgili bir konu. Uzun zamandır yazmak istiyordum bu yazıyı ve hala tam hazır olmamakla birlikte ben yazmışım ve siz de okuyor olmaktasınız. Keyifli okumalar diliyorum. :) Olumlu düşünme sanatı deyince aklımıza tabi ki pozitif, iyi anlamda ve hoş şeyler düşünme durumu olarak ifade ediyoruz kendimize en basit haliyle. Zaten budur aslında. Bu konunun teması bakıldığı zaman pozitifliktir. Olumlu düşünme aslında insanoğlunun yapabileceği en basit düşünce algısı iken bizler işi biraz daha zorlaştırıp hep en kötü olanını düşünüyoruz. Çünkü kendimizi bir durum karşısında iyi şeylere kaptırdığımızda o durumun sonucu hüsran olduğunda özgüvenimiz ve pozitif düşünme kısmına içimizde veda ediyoruz. Ama bilinmesi gerekir ki pozitif algı bizim kendimizi bir durum veya olay karşısında iyi hissetmemiz için yapılan bir şeydir. İsterse o duru

  Ağaç Ev Sohbetleri #60 Herkese merhaba blog sayfama umarım hoş gelmişsinizdir. Hoş gelmemişseniz merak etmeyin buradan hoş ayrılmamanızın imkanı yok. Bugünkü yazım birkaç hafta önce yeni keşfettiğim blog yazarı bigudili anne'nin bir yazısında sorduğu soruya cevap niteliğinde bir yazı yazıyorum. Blogu o kadar ama o kadar tatlı ki çok içten ve insanı etkileyen derin bir kalemi var kendilerinin. Yazı sonuna ve hemen ufaktan aşağıya hem yazısını hem de blog sayfasının linkini zaten bırakacağım. O zaman fazla lafa tutmadan başlayalım mı ? Bence başlayalım. Bigudili annenin ağaç ev sohbetleri #60 yazı linki : Ağac Ev Sohbetleri #60 Kendisi yazısında sıraya koymamak gerektiğini söyledi ve ben de gelişigüzel en çok istediğim üç şeyi yazacağım buraya.  Birincisi gerçekten güzel Avrupa ya da Kuzey ülkelerine karşın bir gezi yapmak. Buralara gidip farklı şehirlerini gezmek, yeni insanlar tanımak, lezzetler tatmak ve doyasıya gezmek istiyorum. Belki biraz klişe gelecektir ama bu tür bir şeyi

  Herkese merhaba. Blog sayfama hoş geldiniz. :) Bugün ilk defa kendi hakkımda bir blog yazısı yazdım. Normalde hep tecrübelerim hakkında yazı yazarken ufakta olsa bahsederdim bazı şeylerimden fakat bu yazı tamamen ben odaklı olduğu için yazarken hem gerildim hem de heyecanlandım açıkçası. Ki bu yazıyı aslında 50. yazıya özel yazmak istiyordum fakat 45. yazıya kısmet oldu. Bir söyleyince de böyle dile kolay geliyor 45 yazı, içerik, konu hani aslında kolay gibi dursada gerçekten böyle bir işe giriştiğinizde ne kadar zor olduğunu anlıyorsunuz. Ufaktan o zaman yavaş yavaş kendi hayatıma bir giriş yapayım. Ve bu arada beni tanıyanlar okursa bu yazıyı sesimden kendim anlatıyormuşum sanki karşınızdaymışım gibi okursanız bence daha güzel olacaktır. Ben Alihan. Yaşam Atölyesi blog sayfasının yazarıyım böyle deyince de bir tuhaf oldu, bir havalı oldu daha doğrusu. Ama öyle yani bir blog yazarıyım şu an da. Baktığımızda bir blogum var ve çeşitli konularda kendime has ve kendi kalemimden kendi dü

 Herkese yeniden merhaba. Bugün yeni bir film analiziyle daha birlikteyiz. Enola Holmes film analizinden sonra ( Enola Holmes Film Analizi, Görüşlerim   adlı linke tıklayarak yazıyı okuyabilirsiniz) bugünkü filmimiz de başlıktan gördüğünüz üzere "Bird Box" filmi hakkındaki analizlerimi aktaracağım. Çok fazla giriş kısmına bağlı kalmadan hemen filmin analizine geçelim. Bird Box Bird Box,  2 saat 4 dakikalık bir film. Tür olarak aslında pek benlik olmasa da hafif korku ama fazlalık olarak gerilim türüne giren bir film. 2018 yapımı bir film ve o zamanlarda da hep karşıma çıkardı fakat ben hayatımda bu türe ait dizi veya filmleri sadece yanımda biri olduğu zaman izleyebilme zekasına sahip birisi olduğum için izleyememiştim. Ama artık izlemeliyim dedim kendi kendime ve izledim. Filmi izlerken korkmaktan çok dediğim gibi gerildim yani. Filmin konusu ise şu ki zamanla bir yerde ortaya çıkan bir varlık insanlara göründükleri an insanlar kendilerinden geçip delirmişçesine intihara sür

Herkese merhaba yeni bir blog yazısına hoş geldiniz. Bugün yine yeni bir konuyla karşınızdayım. Şöyle güzel ve yeni bir fikir aklıma geldi. Bu yazıyla birlikte güzel bir seri başlatıyorum. Bundan sonra bu başlık altında yayınlanacak olan her yazıda " Türkiye'de gidilmesi ve görülmesi gereken muhteşem ve farklı yerler"  başlığı adı altında 10 yer veya mekan içeren yazılar halinde yayınlanacaktır. Bu yazıda da yine ilk olarak gidilmesi ve görülmesi gereken mekan veya gezi yerleri hakkında 10 mükemmel seçim yaptım. O zaman yeni serimizin ilk yazısına geçelim. :) 1. İSTANBUL KADIKÖY'DEKİ SUFLÖR CAFE Cafenin resmine bile baktığınızda gördüğünüz şey tamamı ile sanki bir kalemle çizilmiş veya anime çizgi filmlerinde olan mekanlar gibi. İçeri girer girmez sizleri 2 boyutlu bir ortam karşılıyor. Zaten cafenin konsepti karikatür ve çizim üzerine birde 90'lar konseptleri var küçük minik tüplü bir televizyonda ateri oynayabileceğiniz bir alan bile yapmışlar. Burada gerçekten