YAŞAM ATÖLYESİ 🌿

 Herkese merhaba. Güzel bir konuyla yeniden birlikteyiz. Bugün güzel bir Pazar günü ve 2020 yılının son Pazar günü diyebiliriz. Biliyoruz ki 2020 yılına artık veda vakti geldi. Şükür bitiyor ve 2021 yılına giriyoruz diyenler çok var fakat bunun yanında kimisi de keramet yılda değil yaşananlardaydı diye adlandıran var. Yani herkesin bir şekilde farklı farklı bakış açıları mevcut. Ben ise şöyle diyorum umarım hayırlısı ile yeni yıla girer ve bir önceki yaşadığımız yıla göre çok ama daha çok güzellikler bizleri bulur. Çünkü buna ihtiyacımız var dünya genelinde. Mutlu Yıllar Ben bu yazıda biraz kendimden bahsedeceğim biraz da genel olmuş ve bildiğimiz şeylerden yola çıkarak ufak yorumlarda bulunacağım.  2020 bana neler kattı, nasıl bir yıldı, bir söz olsa 2020 hangi söz olurdu ya da ne söylemek isterdim, neler verdi ve neler aldı benden hatta bizlerden  şöyle bir iç dökeyim dedim. 2020 bana neler kattı? 2020 öncelikle hayatımda çok daha fazla şükretmem gerektiğini öğretti. Hayatta ne olurs

 Herkese merhaba. Hoş geldiniz. Yeni yazı yayın günlerinden birindeyiz artık haftada iki yazı Çarşamba ve Cuma günleri blog sayfamda yayında olacak. Öncelikle nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Benim bugün pek keyfim yok bir vizem açıklanmış ve istediğim notu pek aldığım söylenemez. Zaten bu uzaktan eğitim sisteminde sınav yapılması ne kadar hakkaniyetli bilemiyorum. Bu yüzden direk konumuza giriş yapıyorum. Konumuz gördüğünüz üzere "uzak durmanız gereken insanlar" peki bu insanlar hangi özelliğe sahip insanlarmış bakalım. Uzak Durmanız Gereken İnsanlar  UZAK DURMANIZ GEREKEN İNSANLAR 1. Düşüncelerinizi küçümseyen insanlar Bu insanlar sizler nerede, hangi konumda ve nasıl fikirler sunduğunuza bakmaksızın sizlerin ifade ettiğiniz her düşünceyi her fikri küçümserler veya yok sayarlar. Bir fikir ortaya attığınızda lafınıza karışarak sizi bölerler. Kendinizi bir konuda net ve yeterli bir şekilde ifade etmenizi istemezler. Sebebi nedir bilinmiyor kıskançlık mı yoksa başka bir şey mi

 Herkese merhaba. Blog sayfama hoş geldiniz. Bugünkü konumuz başlıktan da görüldüğü üzere "burçlar psikolojimizi etkiler mi?" Etkiler mi yoksa etkilemez mi gelin hep beraber okuyalım. Bu arada bunlar tamamen benim kendi düşüncelerim. Hiçbir kesinlik ve bilimsel bilgiler içermemektedir. Burçları biliyorsunuz bilmemeniz mümkün değil zaten de. Hepimizin sahip olduğu belli doğum günümüz ve ayımıza göre burcumuz var. Burçlar nasıl ortaya çıkmış ya da kimin aklına gelmiş bir bilgim yok ama fikrim şöyle ki acaba gökyüzünü incelerken doğan bir konu mu yoksa insanlar doğum ayları ve günlerine göre böyle bir şeyi kendileri mi uydurmuşlar ki bunu pek zannetmiyorum ama büyük ihtimalle gökyüzünü ya da gezegenleri incelerken bir şekilde ortaya çıkan bir durum olmuş olabilir. Ya bazı ülkelere göre değişik değişik burç isimleri ve özellikleri var nasıl bir araştırma ya da uydurma ile ortaya çıkmış kestiremiyorum ama  bulan ya da bulanlar güzel bulmuşlar Allah var. Biliyorsunuz ki burclarla i

 Herkese merhaba. Blog sayfama hepiniz hoş geldiniz. Bu aralar biraz arkadaş konusuna takık vaziyetteyim. O yüzden de bugünkü konumuz başlıktan da görüldüğü üzere "yakın arkadaş tartışmalarında arada kalan diğer yakın arkadaş(lar)" tiplemesi. Hepimizin yakın olduğu, çok sevdiği ve bir şeylerini maddi ya da manevi paylaştığı yakın arkadaşı veya arkadaşları bulunmakta. Hepsinin sizin için değeri belkide çok ama çok ayrı. Canınızdan çok sevip arkadaşınız değil de aileniz olarak bile görüyor hale gelmişsinizdir birbirinizi. Friends 3 kişi veya daha fazla olan yakın arkadaş gruplarınız varsa eğer bir bakıma o çok daha eğlenceli olur. Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez. Her şeyinizi paylaşır ve gerçek anlamda aile olursunuz. Her yere beraber gider başınıza bir iş gelirse ya da en mutlu olduğunuz anlarınızı beraber paylaşırsınız. Fakat bazı zamanlarda anlaşmazlıklar, tartışmalar belki daha büyük kavgalar olabilmektedir. Eğer bu yakın olduğunuz iki insan arasında gerçekleşiyorsa ve arad

 Herkese merhaba. Yeni bir dizi analizi yazımıza hoş geldiniz. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Herkese şimdiden mutlu haftalar diyorum ve yavaş yavaş konumuza geliyorum. Bir Başkadır  Bugünkü analizini yapacağım dizi "Bir Başkadır" dizisi. Diziyi her yerde duymuş ya da görmüşsünüzdür. Çünkü izleyenlerin dilinden düşürmediği ve severek izlediği bir dizi oldu. Sosyal medyada çok ses getirdi ve büyük övgüler aldı. Bir başkadır dizisi orijinal Netflix yapımı 8 bölümden oluşan yazan ve yönetenin ise Berkun Oya olan bir dizidir. Hani ne yazmış ve ne yönetmiş demek geliyor içimden. Dizinin kurgusu ve mekanları o kadar gerçekçi ki izleyen oyunculukları, hikayeyi kötü anlamda eleştiremiyor bile. Sanki gerçekten o an oradaymışsınız da yaşananlar gözünüzün önünde yaşanıyor o derece.  Dizi konu itibarı ile dindar ve kendi halinde bir ailenin yaşadığı zorluklar ve bu zorluklara karşın nasıl tepkiler verdiğidir. Ve bu ailenin çevresindeki diğer insanların da ne gibi psikolojik sıkıntılar

 Herkese merhaba. Yeni bir blog yazısına hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü konuyu çok yakın ve çok sevdiğim bir arkadaşım ona selam olsun :) az önce konuşurken farkında olmadan yazı konusu söyledi. Yani bu konuyu yazıp yazmamak arasında çok ikilemde kaldım ama neden yazmayayım ki bence hepimizin merak ettiği, fikir sahibi olduğu ve nasıl olur böyle bir şey ya diye düşündüğü bir konu olmuştur. O zaman bende kendi fikirlerimi beyan ederek yazıya giriş yapıyorum. :) ( Bu yazıyı neredeyse 3 ay önce yani 20 Eylülde yazmak için konuyu taslağa alıp bırakmışım ve yazmak mı? Hak getire. Taslaklarımı kontrol ederken bu konuyu gördüm ve bence artık devam edip yayınlamalıyım dedim). Yakın Arkadaş En yakın arkadaştan sevgili olur mu ? diye düşünüyoruz şimdi. Belki içinizden ne kadar iğrenç olur mu öyle şey ya ya da neden olmasın ki ne var bunda abartılıyor bu kadar diyenleriniz vardır.  Ben aslında şöyle ki her iki fikre katılıyorum ama şu şekilde katılıyorum. Daha detaylı düşünürsem insanların mutlulu

 Herkese merhaba. Blog sayfama hoş geldiniz. Bugün mini bir test ama yine farklı bir testle birlikteyiz. Eğlence  kategorisine eğlenceli bir test ekleyelim dedim. Bugünkü testimiz seçmesi zor olan iki seçenekli sorulardan oluşan bir test. Biliyorsunuz bu tür farklı konuları çok seviyorum. Şimdi sizlere birbirinden zor iki şıklar vereceğim ve siz bu şıklardan birini seçmek zorundasınız seçmeme ya da boş geçme şansınız yok. Bu sorular karşısında verilen seçeneklerden birisine zorunlu olarak sahip olma durumunuz olsa hangisini seçersiniz hem çözmüş hem de eğlenmiş olacağız. Sorular saçma gelebilir çünkü bu tür sorularda ya da konularda mantık pek aranmiyor takdir edersiniz ki amacımız eğlenmek ve biraz ölçüp tartarak öznel, şahsı cevaplar vermek. İyi eğlenceler. Hazırsanız çözmeye başlayalım. Bu arada kendinize bir süre tutun bakalım bu 10 zorlayıcı soruyu kaç dakikada çözeceksiniz. 1. En yakın arkadaşınız mı  yoksa eşiniz, sevgiliniz mi? A) Yakın arkadaşım                                

 Herkese uzun bir aradan sonra merhaba. Uzun bir aradan sonra yeniden yazı yazıyorum. Çünkü o kadar yoğun ve kabus gibi haftalar geçti ki hangi birine yetişeceğimi anlayamadım ve en sonunda kendimi buraya atabildim. Vizeler, ödevler, dersler gerçekten o kadar yoruyor ki beni kafamı kaşıyacak vakit bulamıyorum desem yemin ederim inanın. Gerçekten kötü günler geçirdim. Şimdi sırada daha kötü günler var diyerek konumuza geçelim.  Öncelikle nasılsınız ? Umarım iyisinizdir ve her şey yolundadır. Beni merak ediyor olursanız yolunda gibi ama değil gibi de iyi gibiyim ama değil gibiyim de yani çok karışığım kendime girersem en az 7 ciltlik bir nefretle yazasım var kendimi o yüzden konumuza geçelim, konumuz "sosyal medya bağımlılığı".  Sosyal Medya Bağımlılığı Sosyal medya bağımlılığı nedir ? Sosyal medya bağımlılığı insanların sosyal medyadan uzak kalınca panik olma, gerilme, rahat hissedememe ve huzursuz olma durumu olarak ifade edilebilir. Ve bu aslında o kadar basit gibi gözüksede

 Herkese merhaba. Blog sayfama yine yeniden hoş geldiniz. Biliyorum araya günler girerek blog yazıları yayınlıyorum fakat eğitim hayatım beni çok yoruyor. Oraya ayırdığım fizyolojik ve psikolojik beni maalesef ki çok yordu ve bunu Blogger'a ayıramıyorum. Tabi ki yazı yazmayı çok özlüyorum ve elim her yazı yazmaya gittiğinde aradan tak bir ödev bir problem çıkıyor ve gene olmuyordu. O kadar güzel içerik ve konu başlıkları buldum ki hepsini fırsatım olsa da şimdi yazsam ve yayınlasam keşke. Ama gelecek inşallah zamanla. Ne takip ettiğim blogger sitelerinin yazılarını okuyabildim ne kendim yeni yazı yazabildim hani anlayacağınız sadece belli bir yere odaklandım ve o odak noktamın dışına da çıkamadım. Şunu da fark ettim ki blogger gerçekten benim hayatımın bir parçası olmuş. Hani belki abartı gibi gelebilir ama. Yazılarımın az veya çok kişi tarafından okunması bir yana benim bu işi severek yapmam başka bir yana. Blogger Galiba ben gene çok konuştum neyse biz konumuza geçelim o zaman. B

 Herkese merhaba. Yeniden blog sayfama hoş geldiniz. Bugün blog yazısı açısından verimli bir gün. Konumuz ise "ağaç ev sohbetleri #63" içerik "deprem" konumuz seçkisi ise Sevgili Andromeda'dan geliyor bu hafta. Kendisi deprem ile ilgili bilinçlenme, bilinçlendirme ya da anı, düşünce vesayre gibi elementlerden oluşan bir yazı yazmamızı önermiş. O zaman yazalım ve bu konuya da değinmeden geçmeyelim. İzmir Depremi Biliyorsunuz ki 30 Ekim 2020 yani şundan maksimum 3 gün önce İzmir ilinde 6.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve ülkemiz olarak büyük bir yas ve hüzün içerisine haliyle girmiş olduk. Her dakika hatta her saniye güzel haberlerle irkilmek istedik. Ancak can kayıplarımız bu deprem sonucunda ne yazık ki fazlaca oldu hatta çok fazla. Bunların hepsi bir rakamdan ibaret değil bunlar başkalarının da değil bizim kayıplarımız.  Zor durumda olanlar, evsiz kalanlar, sokakta kalanlar. Hani insan hayatının 1 dakika içerisinde nasıl değişirin örneğini en acı yönüy

 Herkese merhaba. 10 gün aradan sonra blog sayfama yeniden hoş geldiniz. :) Öncelikle kısa bir neden yoktum ona değineyim. Aslında bilerek bir nadasa bırakma süreci olmadı. Dersler, ödevler, araştırmalar derken gerçekten her hafta yapılacak yeni bir uğraşın çıkması beni de ister istemez blog sitemden, sevdiğim şeylerden birazcık mahrum bıraktı. Bakmayın hala henüz rahata ermiş değilim fakat gerçekten hem yazı yazmayı çok özledim hem de bazı okurların düşünerek nerelerdesin? diye yorum bırakması biraz olsun beni döndürmeye yetti. Şimdi konumuza geçelim ne dersiniz? Evet dediğini duyar gibiyim :) o zaman başlayalım. Özgüven Testi Bugün en sevdiğim ve sevildiğini düşündüğüm yazı formatlarından biriyle geldim. Mini test! Biraz eğlenmek ve kendimizi test etmek bence hepimizin hakkı. O zaman fazla lafa tutmadan hemen  8 sorudan oluşan mini testimize geçelim. Bu arada bu test sonucunu lütfen aşırı aşırı dikkate almayın. Amacı eğlence ve biraz olsun kafa dağıtmak. Benim kesin, net yargılarım v

Herkese merhaba. Blog sayfama hepiniz hoş geldiniz. Bugün  sizlere yine bir ağaç ev sohbetlerinden sesleniyorum. Bu sefer ki konu Despot Hayrat blog isimli diye güzel bir blog sayfasından çıkmış. İnanılmaz farklı ve ilgi çekici geldi bana da. Ve dedim ki bu konuda da neden ben de kısa ve öz şeyler yazmayayım.  Ben aslında Despot Hayrat gibi yapılacak olan çalışmalardan bahsetmeyeceğim. Zaten kendisi bu yazı konusunu başlatmış ve çok da güzel ve farklı çalışmaları kendi gözünden değerlendirerek yazmış. Ben F ütüristik kavramının ne olduğunu ve neler çağrıştırdığını kendimce kısa bir şekilde açıklamak istedim. Fütüristik  Fütüristik aslında kelime anlamı olarak gelecek, geleceğe yönelik veya geleceğin günümüze taşınması gibi birçok anlama gelmektedir. Çok belirgin bir anlamı olmakla birlikte anlamından çıkarılabilecek çok geniş bir okyanustur aslında Fütüristik kavramı. Ben bu kelimeyi galiba hepimiz gibi en çok İngilizce dersinde duymuşumdur bir de buna ek olarak 11. sınıf Edebiyat de