Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan. Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak. Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...
İnsanlar dünyaya daha geniş açıyla bakmaya ve yoğunlaşmaya başlamışlardır.Kendilerini daha dingin ve daha temiz,tazelenmiş hissetmişlerdir.Psikolojilerini yenilemiş ve hayata bağlanmışlardır.
Sanat öyle bir şeydir ki insana apaçık aydınlık bir yol göstermiştir.İnsanlar kendilerini ifade etme,tanıtma imkanı bulmuştur.Psikolojik durumlarını,hal ve tavırlarını ya yaptıkları resimle ya yazdıkları bir satır şiirle ya da bestelediği ve dinlediği müzikle...
Her şekilde kendi yolunu bulmayı ve bir şekilde kendilerini anlatmayı daha doğrusu doğru bir yolla anlatmayı seçmişlerdir.
Sanat insanları hayata bağlayan büyük bir idol olmuştur.Herkesi ya yapan kişi şeklinde ya da yorumlayanın biz olduğu şeklinde hayatımıza bir şekilde girmiştir.İnsanlar yavaş yavaş sanata kapılarını açmışlar ve hayatlarında bunu kullanmışlardır.Bana göre evini istediğin şekilde , en güzel şekliyle dizayn etmek, bir şey alırken ya da kullanırken onun küçük bir noktasından değiştirmek aslında ufak çaplı sanat örnekleridir.Çünkü ufak bir dokunuşla bambaşka bir şeye dönüşen eşyalar, objeler olmuştur. Ki sosyal medyada bunun birçok örneğini görmek mümkündür. neyse konudan sapmayalım;))
İnsanlar artık sanat gözünü geliştirmişler, hayata artık tamamen olmasa da ufak bir bakış açısıyla sanat gözünden bakma imkanı bulmuşlardır.Aslında bu imkan durduk yere olmamış,insanoğlu bu imkanı kendisi yaratmıştır.Çünkü neden? dedik ya yaratmak diye,aslında burada yaratmaktan kasıt "yaratıcı" olmaktan ibarettir.
Yaratıcılık, insanın hayatında kendi gözüyle ve düşüncesiyle ortaya çıkardığı bir durum olmuştur. İnsanın psikolojik durumuna göre yaratıcılığı da arttığı düşüncesinde olduğumu belirtmek isterim ki bir çoğumuz o düşüncede olabiliriz.Sebebini ise şu şekilde açıklarız psikolojisi iyi olan biri ya da kötü olan bir insan bir şeyler yaratabilir.Örneğin kederden nice şairlerimiz vardır bu onların psikolojik durumlarını bu şekilde etkilemiş ve kendilerini ifade etmenin yolunu şiirle keşfetmişlerdir.Kimi sanatçılarımız vardır kendini çok mutlu şekilde tanımladıklarından dolayı ya müzikle ruhlarını doyurmuşlar ya da çizerek hayatlarını anlatmışlardır.
İşte sanat ve psikoloji bu denli birbirine bağlı kopmayacak bağlardan oluşmuş,daima birbirlerini besleyecek ve büyütecek imkanlara sahiptir.
Sakın ama sakın şunu es geçmeyin! Sanatı hayatınızın bir köşesine aldığınızda emin olun size her anlamda yol verecektir ama bu yolu önce sanat alanında kendiniz ufak adımlarla oluşturacak ve sizin de ona yön vermenizle gerçek olacaktır.
Alihan Alkurt
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan bildirebilirsiniz.