Ana içeriğe atla

Yeni Yayın

SANA İYİ GELMEYENİ BIRAKMAMAK

 Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan.  Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak.  Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...

Takip Edenler (Mavi renkli izle butonuna tıklayarak takip edebilirsiniz)

Reklam

HER DAVRANIŞA , SÖZE NEDEN ÇEŞİTLİ ANLAMLAR YÜKLENİR YA DA ELEŞTİRİLİR ? PEKİ SEBEBİ NEDİR ?


Her davranışa bir anlam yüklemeyin
Lütfen !
Açılışı gene klasik bir şekilde her zamanki gibi açalım. Herkese merhaba, blog sayfama hoş geldiniz. Bari bu sefer değişiklik olsun hal hatır soralım dimi ama. :) Nasılsınız ? Umarım herkes iyidir değilse de hakkınızdır. Benim de pek iyi olduğum söylenemez ama yaşamaya çalışıyoruz bir şekilde. Ve bugün güzel bir konuya değinelim dedim. Konumuz "her davranışa anlam yükleyenler ya da her davranışın altında derin manalar arayıp anlamlar çıkarmaya çalışanlarla alakalı" olsun istedim ekstra kendimce sebebini de tartışayım dedim. Hadi başlayalım.

Hepimiz iletişim kurar ve iletişim kurduğumuz kişilerle gerek yakın gerek daha uzak beden dilimizle ya da sözlerimizle kendimizi anlatmaya çalışırız ve karşıdaki kişiyle bir bağ oluştururuz. Ya da bir bağa da gerek yok bu anlık tanıdığımız insanlarla da yaşanacak bir durumdur. Her yaptığımız davranışa ya her söylediğimiz söze dışarıdan gözler inanılmaz muhalefet olma durumundadır. Ya kendileri karışırlar ya da kendi içlerinde bu şeylere belirli anlamlar yükler kaba tabirle kulplar takarak fikir üretirler. Hoş pek soran olmaz ama bir şekilde bu düşündüklerini belli ederler. Ya da çevrelerinde laf yaparlar falan bir şekilde biz bunları hissederiz. Bunun örneklerini çevremizde çok görmüşüzdür hatta yaşamışızdır. Gerek tanımadığımız insanlar gerek çok yakın tanıdığımız insanlar bu şekilde bizlere çeşitli yollarla bunu göstermiş ya da göstermek zorunda hissetmişlerdir. Bunun örneklerini şimdi daha detaylı ve çeşitli bir şekilde vererek açıklayayım.
Örnek olarak bu çok popüler bir yaklaşımdır hatta, bir kız ile bir erkeğin yan yana görülmesi. Aman allahım yok böyle bir olay sanki dünyada yan yana gezen ya da bulunan ilk karşıt cins onlar. Habere bak !
Şimdi bunu ülkemizde gerek kendimiz gerekse yaşayan bir yakınımız olmuştur. Bir erkekle bir kız nedense yan yana olduğunda, bir şeyler paylaştığında veyahut konuştuğunda bu davranış üzerine hemen etiketimiz hazırdır sevgililerdir kesin. Kafaya bak sen zehir maşallah akla ilk gelen hatta akıllarında olan tek şey hazır. Sevgili ilan ediyorlar. Zaten böyle bir durum olsa o zaman herkes ya evli ya da hayatta duygusal anlamda tek varlığını devam ettirememiş olurdu. Erkekle kadın yan yana gelemez ülkemizde gelirse sonuç belli tabi bu böyle saçma sapan düşüncelere sahip olanlar adına.

Ya da iki karşıt cins birbirlerini tanımadan konuşmak isterlerse ya da atılan bir mesaj olduğu zaman akıllarda her ikisi adına da bir soru işareti doğuyor. Acaba benden hoşlanıyor mu ? Ya da bana karşı bir ilgisi mi var ? düşüncesi akıllarda yerini almaya başlıyor. Herkes deyip genellemek istemiyorum. Çoğuda düşünmez ki neden acaba benimle arkadaş mı olmak istiyor ya da arkadaşlık ilişkisi mi kurmak istiyor diye. Neden çünkü tek düze ve at gözlüklerimizle bakıp düşünüyoruz. Ya da bazen öyle düşünülmek isteniyor. İnsanlar kendilerini öyle mutlu hissetmek istiyor, yanılmamak ve yanıltmamak için. Şey çünkü her daim doğru düşünüyoruz doğru üretiyoruz ve bunu en güzeliyle olması gereken bir şekilde sunuyormuş gibi. Pek aslı yokta. Hep kendi düşünmek isteyenler bu şekilde bir yaklaşım sergiliyorlar.
Diğer bir vermek istediğim örnek gene bu da ülkemizde çok yaygın şeyler arasında. Bir kadın ya da bir erkek evlenmiyor veya evlenmek istemiyor. Buna anlam yüklemek bizim haddimize mi peki ? Ne diyorum ben yüklemezsek Allah çarpar yani. ÖLÜRÜZ kısacası. Artık özel hayata da giriyorlar sanki hiç girmemişler gibi. Düşünceler aynen şu şekilde evde kaldı bu, kimse bunu almıyor ya da kimseyi istemiyor, başka birisi mi var hayatında da bu yaşa kadar evlenmedi konu erkekğin evlenmemesine gelince ikiye ayrılıyor bizimkiler birincisi erkeklik duygusu sorgulanıyor. Hani burada çok açmak istemiyorum anlayan anlar. İkincisi ise erkek adamdır evlenmez, bırakın hayatını yaşasın. Allah razı olsun ya onun hükmünü de siz verin ona göre yaşayalım. Hani neden diyoruz kendi kendimize dimi, neden bu karmaşa neden bu müdahale etme merakı. Bir salın ya bir bırakın insanları. "ELALEM İZİN VERİRSE YANİ BU MÜMKÜNSE EĞER , KİŞİ KENDİSİ DE KARIŞSIN HAYATINA KENDİSİ YAŞASIN HAYATINI" Bu cümleye inanılmaz bayılırım çünkü çok doğru ve yerinde bir söz ve her şeyi gayet anlatan net bir söz. Yani bunun gibi bir sürü örnekle bu başlığın içeriğini çeşitlendirebiliriz.

Nefret mesajları
Nefret mesajları 

Açıkçası ben bütün bu durumun iki temel şeyden kaynaklandığını düşünüyorum. Doğru veya yanlış hak verirsiniz veya vermezsiniz. Neyse benim blog sayfam dile getireceğim tabi :) İki şeyden kaynaklandığını düşünüyorum. Birincisi kim hangi konuda, nerede eksikse onu kendisine yakıştırmak yerine başkalarına etiket ediyorlar. Ya da hangi noktalarda kendileri varsa illa başkaları da o konuda vardır. Hayır efendim sen öylesin ya da öyle değilsin diye başkası da öyle olmuyor. Sen kendi kirli zihnin ve kalbinde döndürerek bu şekilde adlandıramazsın neden mi ? Çünkü hakkın ve haddin değil. Çok geçerli ve haklı bir sebep daha geçerlisini arama çünkü gerek yok. İkinci bir neden ise basmakalıp yani alışılmış yani tek düze herkesin ilk düşündüğü şeyleri zihninize alıp kendinizi her şeye kapatıp fikir beyan etmeyin. Mümkünse sizin de etiketiniz size kalsın. Kimseyi o şekilde lekelemeye ya da kırmaya hakkınız yok. Anektodumuz basit aslında "KİMSENİN HAYATI SİZİ İLGİLENDİRMEZ"  
Hatta konuyla ilgili çok basit bir örnek vereyim. Bir gün pinterestte böyle gökkuşağı şeklinde inanılmaz güzel bir pin görmüştüm. Hikayede paylaşmak istedim ama sonra bir durdurdum kendimi benim de zihnim demek ki o konu da öyle düşündüğü ve kirlendiği için kendim öyle düşündüm galiba burada çuvaldızı kendime batırdım bir yerde. Hani paylaşırsam acaba lgbt ye karşı bir hareket mi sergilemiş olurum. Şu an bunu destekleme veya karşı çıkma durumuna girmiyorum o ayrı bir konu hani o şekilde anlamayın bundan bağımsız bir düşünceydi benim ki. Paylaşmadım, elalem ne der ya da ne düşünür diye paylaşmadım. Çünkü kimin ne düşündüğü umurumda değil dememe rağmen geri adım attım. Hani öyle bir noktaya geldi ki artık bu elalem ne der ? düşüncesi artık kimseyi umursamayan, takmayan beni bile geri itti. 
Yani durum bundan ibaret. Komik mi trajikomik mi ? siz karar verin. Ama kimse ne düşünür diye umursamayın boşverin. Çünkü siz kimse bir şey demez diye yaptığınız bir harekete ya da dediğiniz söze bile derin derin manalar yüklenerek bir şekilde karşınıza çıkacak, çıkarılacak. Tabi ki yanlış bir konuda söylenen fikirleri dinleyin ve bir şeyi yanlış görüyorsakta doğrusunu söylemek elbette herkesin hakkı ama bu konu altında anlatılan şeyler bu sınırı aşmakta. Onun farkına varırsak en azından mutlu bir yaşam için engelleri bir nebze de olsun yok etmiş oluruz. Bu arada başkasının yaşam hikayesini eleştirirken lütfen dikkat edin çünkü sizin hikayeniz daha bitmedi.

Gene nutuk tarzı serzenişte bulunduğum bir yazının daha sonuna yavaş yavaş geliyorum. Aslında zamanım  ve gerçekten dermanım olsa neler neler yazarım da bence her şeyi net bir şekilde ifade ettiğimi düşünüyorum. Kendinize çok iyi bakın, hoş çakalın. Sağlıklı günler ve mutlu hafta sonları. :) 😙 

💥 Siz de bu konu hakkındaki görüşlerinizi yazmak isterseniz yorumlar kısmına bekliyorum. :)


By Alihan Alkurt




Yorumlar

Bu Blogdaki Popüler Yayınlar

MEYVELERİN KARAKTERLERE YANSIMASI, HANGİ MEYVE HANGİ KİŞİLİK ÖZELLİĞİNİ YANSITIR ? 🍒🍌🍉🍇

Herkese merhaba, çok eğlenceli ve tamamen kendimin bulduğu güzel bir içerikle karşınızdayım. Bugünkü yazımda sizlere bazı  meyvelerin hangi karakter ve kişilik özelliğini yansıttığını ve psikolojinizi nasıl anlattığını kendi düşüncelerim dahilinde anlatmaya çalışacağım. Umarım yazıyı keyifle okursunuz. Çünkü ben yazarken çok keyif aldım:) Hadi hazırsanız başlayalım. Bu arada bunlar benim tamamen kendi fikirlerim onuda belirtmek isterim. Ve bu fikirlere çevremdeki bu meyveyi seven insanları gözlemleyerek oluşturduğum fikirler olmakla birlikte bendeki izlenimleri aktardım notunu düşeyim. 1. ÇİLEK 🍓 Çilek severler bence çok sıcakkanlı ve samimi insanlardır. Daima insanları kırmazlar ve güler yüzlü davranırlar. Kolay kolay reddetmeyi sevmezler. Tatlı bir üsluba sahiptirler.Sohbetleri insanları alıp götürür. Ve kolay bir şekilde kendilerini sevdirirler. Biraz dağınık olabilirler. Ayrıca aşık olmayı çok severler. 2. MUZ 🍌 Muz severlerin kişilik ve karakter özellikleri...

ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ DOĞRU BİR ŞEKİLDE NASIL YAPILIR ? DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR NELERDİR ?

Herkese merhaba, blog sayfama hoş geldiniz. :) Güzel bir konuyla geldim. Aslında bu konu herkesi ilgilendirmesede zamanında hepimizi çok ilgilendirdi ve hala ilgilenenler ve ilgilenecek olanlarımız var. Ben bu yazıyı tercih döneminden haftalar önce yazıyorum ama yayınlanma olarak tercih dönemine denk getirmeye çalışacağım. O zaman hemen gelelim asıl konuya. Biliyorsunuz ki çok uzun sürelerce çalıştınız ve üniversite sınavına girdiniz. Aslında sizin için bitmiş gibi görünse de sonuç açıklanma evresi ve tercih evresi gibi insanın içini kemiren süreçler daha var. Ben en keyifli görünen ama bir o kadar da insanı terleten kısımdan bahsedeceğim yani tercih dönemi. Şimdi tercih nasıl yapılır ? daha doğrusu doğru tercih nasıl yapılır ? Nelere dikkat edilir ? elimden geldiğince geçen sene kendi yaşadığım deneyimler ve öğrendiklerim dahilinde kısaca bahsedeceğim. Üniversite& Bölüm Tercihi TERCİH DÖNEMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİLEN HUSUSLAR 1. SIRALAMAYI BAZ ALMALISINIZ ! İlk olarak yapmanız ...

YAKIN ARKADAŞTAN SEVGİLİ OLUR MU ?

 Herkese merhaba. Yeni bir blog yazısına hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü konuyu çok yakın ve çok sevdiğim bir arkadaşım ona selam olsun :) az önce konuşurken farkında olmadan yazı konusu söyledi. Yani bu konuyu yazıp yazmamak arasında çok ikilemde kaldım ama neden yazmayayım ki bence hepimizin merak ettiği, fikir sahibi olduğu ve nasıl olur böyle bir şey ya diye düşündüğü bir konu olmuştur. O zaman bende kendi fikirlerimi beyan ederek yazıya giriş yapıyorum. :) ( Bu yazıyı neredeyse 3 ay önce yani 20 Eylülde yazmak için konuyu taslağa alıp bırakmışım ve yazmak mı? Hak getire. Taslaklarımı kontrol ederken bu konuyu gördüm ve bence artık devam edip yayınlamalıyım dedim). Yakın Arkadaş En yakın arkadaştan sevgili olur mu ? diye düşünüyoruz şimdi. Belki içinizden ne kadar iğrenç olur mu öyle şey ya ya da neden olmasın ki ne var bunda abartılıyor bu kadar diyenleriniz vardır.  Ben aslında şöyle ki her iki fikre katılıyorum ama şu şekilde katılıyorum. Daha detaylı düşünürsem insanları...

ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ BOZULDUĞUNDA SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE NASIL GERİ DÜZELİR ? 👫

Herkese merhaba 😊 Arkadaşlık bağı  Bugün hepimizin ya da genelimizin ortak durumu olan arkadaşlık konusuna değinmek istedim. Biliyorsunuz ki arkadaşlar herkes için vazgeçilemez bir durumdur. İnsanlar daima çevrelerinde, sosyal yaşantılarında, kültürel ortamlarda ya da yaşadığı her ortamda birbirleriyle iletişim kurma gereği duymaktadırlar. Çünkü insanlar birbirleriyle daima ilişki içerisinde olarak yaşamlarını devam ettirme gereği duyarlar. Bu da hayatın bir kanunu ve insanların bir ihtiyacıdır. Tabi her şey oldu farz edelim, arkadaş veya arkadaşlarımızı bulduk ve bir şekilde ortamımızı oluşturduk. Şimdi en merak edilen uzun sürecek ve sabırla birlikte her duygunun harmanlanacağı kısma gelelim. Arkadaşlık, dostluk bu dünyadaki en güzel şeylerden biridir. Kimi zaman arkadaş olarak başladığın yola artık dost ve en üst duyguyu yani güveni kazandığında kardeşlik duygusunu kazanmış ve birbirinize o şekilde davranmaya başlamışsınızdır. Aile olmuş ve her daim yediğiniz, içtiğin...

GELİN SOHBET EDELİM #1

Selam nabersiniz? umarım iyisinizdir ben iyiyim idare ediyorum diyeyim daha doğrusu. Canım çok sıkıldı ve sohbet yazısı oluşturayım dedim. Hatta bunu ilk yazı şeklinde başlatıp belirli bir sırayla bazı günlerde -CANIM İSTEDİĞİNDE YANİ- #gelinsohbetedelim başlığı altında içimi de dökerek belki de yazıyı okuyup kendini açmak isteyenleri de dinleyerek sohbet etmiş olacağım. Çok uzun olmayacak zaten kısa ve öz:)       Sohbet #1 Giriş faslını da yaptıktan sonra bahsedeyim biraz şu aralar neler yapıyorum. İlk olarak mezun olduğumu belirtmek isterim. Pdr ' yi bitirdim ve artık 4 yıllık üniversite hayatımı tamamlamış oldum. Kepimi de attım rahatladım açıkçası:)))) Tabii biraz burukluk da var içimde artık öğrenci olmamak, sevdiğin insanlardan uzağa gitmek. Mersin'de üniversiteyi okuduğum için ve çoğu sevdiğim arkadaşlarımla da başka şehirlerde yaşadığım için ayrı kaldık tabii. Telefondan iletişimdeyiz sürekli ama yüz yüze olduğu keyfini vermiyor hak verirsiniz ki. Bu açıdan biraz ...