Birkaç yıl öncesinde tek başına yaşamayı, sinemaya gitmeyi hatta bir yerde oturup yemek yiyip çay içeceksin deseler çok korkar hatta üzülürdüm. Aklıma bile getirmek istemez çevremi, kafamdaki sesleri başka insanlarla beraber olarak susturmaya çalışırdım.
Hayatımda hiçbir zaman yalnız olmamıştım ki. Nerden bileyim o zamanlar yalnızlığı. Lisede, üniversitede, dışarıda hatta kaldığım yurtta. Hep yanımda istediğim veya istemediğim birileri olmuştur. Tanımadığım kalabalıklara karışmışımdır. Diyorum ya korkuyorum yalnız kalmaktan, kendi başıma bir şeyler yapmaktan. Hayal bile etmek istemedim. 4-5 Farklı arkadaş gruplarım, hep o tatlı, güler yüzlü ve sevecen kişi olup insanlarla iletişim kuran sosyal biriydim ben.
ŞİMDİ...
24 yaşındayım. Yalnızım. Tek başıma yaşamayı öğrenmek zorunda kaldım. Tek başıma sinemaya gitmeyi, yemek yemeyi, bir kahve içmeyi, alışveriş yapmayı öğrendim. :) Ama bir gün deselerdi ki tek başına iyileşmeyi bilmeli ve öğrenmelisin. Bu mümkün değil yanımda her zaman birileri ya da biri mutlaka olur derdim.
24 yaşındayım en sancılı ve zor süreçlerimden birini yaşıyorum ve yanımda kimse yok. :) Benim tercihimle de yok kendi tercihleri ile olmak istemeyende. Zorlayamam ki kimseyi.
Çünkü KENDİ BAŞINA İYİLEŞMEYİ ÖĞRENİYORUM. Henüz biliyor muyum sanmıyorum ama öğrenme ve alışma sürecinde olduğumdan eminim. Bir gün öğrenir miyim garanti edemem ama çabalıyorum, sanırım zorundayım.
Hayatımda beni hiç bırakmasını istemediğim birisinin bırakması ile karşı karşıya kaldım. Ne getireceği belli olmuyor ne yazık ki. Elimde sadece kendim varım, kıymetim bana ait, değerim bana ait, bedenim, anılarım, kırgınlıklarım, sevgilerim, ümitlerim, hayal kırıklıklarım bana ait. Çünkü şu an tek başımayım. Bunları zamanında iki kişi yaşasakta bunları iyileştirmek sadece bana kaldı.
Hepsi iyileşir mi bilmiyorum veya iyileşmek zorunda mıyım benim üzerime mi hepsini iyileştirmek hayır da olabilir bunun cevabı. Fakat bütüne bakarsak kendimi iyileştirmek durumundayım.
İlişkiler zorlu, bazen hayatını aydınlatan bazen karartan bazen hepsini bir arada yaşayan ve ilerlemeyince bitenler ve yitenlerdir. eminim sen de bu süreçlerden geçmişsindir. Sorun her ne olursa olsun.
Aile, duygusal ilişki, arkadaşlık, iş vs vs. kendi başına ayakta durmayı, kendine iyi gelmeyi denemişsindir. Belki başarılır belki başarısız ancak zorunda ve tercih.
İyi misin bilemem. Ama bunu deniyorsun, buna çabalıyorsun belki de başardın. Öyleyse bile kendinle gurur duymalısın.
Hak ettiğin şeyler illa somut bir başarı ile gelmemeli. Duygularını ve düşüncelerini kontrol edebilmek, kendini kontrol edebilmek senin en büyük başarın. Çünkü Allah'ın dengeyi sağlayabildiği bu koca evrende sen de kendi dengeni sağlıyorsun. Onun verdikleriyle şükrederken kendi dengeni ve nizamını bulmana ve bulduğunda da şükretmelisin. Hem çabana hem de her ne olursa olsun sonucuna da.
Kendine, sınırlarına, çabana olan saygın seni her daim bir adım da olsa ileriye taşıyacak. Bazen gerilemeler yaşar mısın açıkça söylüyorum evet. Yılmalı mısın asla. Çünkü onlar daha da güçlenmen için var olan zorluklar. İnsanların varlığı ve yokluğu da buna dahil. Onların yokluğu ile sen değil sadece yaşanmışlıklar yok olacak, kurulan bağ yok olacak ama sen de var olacaksın. Onun gidişiyle kendi gidişine de izin verirsen işte o zaman kaybedecek ve yok olacaksın.
Bunun olmaması içinse var etmen gereken şey kendin ve kendine dair dengen. o gitti. Bunu tercih etti ve gitti. Kalmak isteseydi zaten kalacaktı. Gelmek isterse gelir. Ama sen burdaysan hayatının başrolüsün ve devam ediyor sezonların. :)
Benim için de öyle. O şu an olmayabilir ama ben varım. Ben değerliyim. Onu değerli kılan da bendim, başkası değildi. İstesem tutacak olan da bendim ama o istedi ben izin verdim ve olması gereken oldu.
Şimdiyse olması gereken benim "yalnız başıma iyileşmeyi bilmem ve öğrenmem olacak."
Bu yazıyı okuduysan dahi yanımdasın demektir. Teşekkür ederim :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan bildirebilirsiniz.