Ana içeriğe atla

Yeni Yayın

SANA İYİ GELMEYENİ BIRAKMAMAK

 Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan.  Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak.  Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...

Takip Edenler (Mavi renkli izle butonuna tıklayarak takip edebilirsiniz)

Reklam

GEÇMİŞTE BIRAKTIĞIN İLİŞKİLERE SIMSIKI SARILMAK

 Herkese merhaba:) bugün belli bir aradan sonra tekrar içimde oluşan bir özlem ve yeniden yazma hasretiyle biraz kırıcı ama yüzleştirici bir konuyla misafir olarak geldim.


Geçmişteki insanlara, geçmişte kurduğumuz bağlara sıkı sıkıya sarılmak ve onlara kopamazmışcasına bağlanmak...

Neden böyle veya böyle mi olacak diye düşündüğünüz oldu mu hiç. Ardımızda bıraktığımız onca insan var ama birini ya da birilerini koparıp atabilmek ne mümkün. Başkalarını bu kadar kolay unutmuş veya anılarda bırakmışken birilerini anılarda olsa dahi içimizde şu an yaşatmak neden ?

Bunun en büyük nedeni Zeigarnik etkisi dediğimiz etki. Zeigarnik etkisi psikolojide bitirilmemiş ve tamamlanmamış işlerin insan üzerinde oluşturduğu duygusal ve zihinsel anlamda kullanılan bir yük aslında. özellikle duygusal ilişkilerde kendini gösteren bu etki insanlar için aşılamaz gibi gelsede süreçte doğru bir yaklaşımla azalmaya başlayan ve etkisini yitiren bir durumdur.

Gelin bunu biraz daha somutlaştıralım;

Şu an aklınızda yer alan bir kişi bir bağ veya bir anı. Bırakamamadığınız bir kişi veya unutamadığınız bir anıyı düşünün ve kendinize şu soruyu sorun benim bu kişiyi zaman geçmesine rağmen unutmamamın sebebi nedir neden bundan öncekiler ya da hayatımda bunca insanı ardımda bırakmışken bu kişiyi ve buna dair anılardan kopamıyorum.


Yukarıda bahsettiğim etkiyi hatırlayın. Zeigarnik etkisi evet sebeplerden biri bu gayet basit ama bir sebebi daha var o da daha iyi olmak için o kişiden vazgeçmemeye yönelik direnciniz. O kişiyi zihninizde taze tutmanın tek yolu yaşanılan anılar. Evet olumsuz ve kırıcı olsa dahi. Olumlu anılar ile bir kere onları idealleştiriyorsunuz ve vazgeçmek güzel anılara karşı zor geliyor bu daha da cazibeli kılıyor birde olumsuz anılar vardır. Bunlardan koparsanız da o kişiye dair son kalan kırıntıları süpürecek ve o kişiyi geçmişin tozlu sayfalarında bir anı olarak bırakacaksınız. 

ACI VE ZOR GELEN DE BU DEĞİL Mİ!

Ama sağlam ve güçlü bir sen için bunu yapmalısın. Eğer geri dönse ama olmayacağını bilsende. Çünkü ne hayallerinde iyi biriymiş gibi onu yaşatabilirsin ne de olumsuz anılarla geçmişte kalan birini şimdiye taşıyıp kendine ızdırap ve acı verebilirsin. İkisini de yapmaya kendine hakkın var mı bunu iyice düşün. Hangisi güçlü bir sene çıkabilir, tercih etiğin nasıl bir yol olmalı ki seni bu acı içinde daha mücadeleci ve güçlü kılacak kişiye ulaştırsın. 

Bazen şunu da düşünmelisin belki de sen artık bu anlamda onun umrunda bile değilsin. Bu yüzleştirme biraz sert oldu di mi? Ama buna da ihtiyacın var bazen yumuşatılmış şeylerin etkisi daha naif olabiliyor ama hayatın kanında var olan sertliği de unutmamak gerek. Amacım burda seni kırmak değil sana farklı bir bakış açısını iki yoldan da sunmak ama hangisini alacağın ve değerlendireceğin tamamıyla sana kalmış bir durum. 


Direncini o kişiyi geçmişte bırakmayıp şu ana taşıma üzerine değil de geçmişte bıraktığın o kişiden tamamen sıyrılıp yolunu devam ettirmen ama daha sağlam ve duygularını, düşümcelerini düzenlemiş bir şekilde. 

He bu da demek değil ki bağını kopardığın her insanın ardından temiz bir sayfa aç. Bu hiç gerçekçi bir amaç değil. Kesinlikle yasını tut, acını yaşa fakat bu acıyı bir sağlıklı yaşamak var ki bu noktada yıpranman çok normal birde bu noktada kendini süründürmek var. Onu düşünen sensin onu var eden ona anlam yükleyen sensin. Bak o hiçbir şey yapmıyor, yazmıyor, karşına çıkmıyor hatta belki de seni birçok yerden çıkardı ve engelledi peki senin onu unutmamanın nedeni nedir! sadece yaşanılan anılar ve direncin mi? 

Evet bunu da bir dönem hissetmen normal ama bunu hayatının bir amacı haline getirmen ve uzun süreli bir acı içinde kıvranman normal değil. 

     

Geçmişteki bağlar
geçmişteki bağlar 

 

Çok güzel bir söz okudum diyor ki sen elma ağacından armut bekledin ama o sana hiçbir zaman gerçekçi bir armut vermeyi garanti etmedi buna anlam yükleyen sendin. Şimdi de o ağacın altında tek başına ağlıyorsun halbuki ağacın altından kalkıp yürüsen gerçekten sana armut verecek kişilerle karşılaşabilirsin. Yani daha sağlıklı ve doğru yollardan bu bağı kurabilirsin. Sağlıklı bir ilişki havuzu oluşturabilirsin. 

İlişki havuzunu daha sağlıklı hale getirme noktasına daha sonra başka bir yazımda bizzat yer vereceğim. Şu an çok konu dışına çıkmak istemiyorum. Kısacası odaklanman gereken bir hayatın ve sen varsın o eskiden odaklanman gereken başka bir dönem başka bir kişiydi. Onu o yapan şeyleri hatırlamak ve yaşatmak yerine SENİ SEN YAPAN ŞEYLERİ HATIRLA VE KENDİNİ YAŞAT. 


Bu kadarı hakkındır ve kendine tanıyacağın bu hakkı ancak kendin sağlayabilirsin bir başkası değil. 

Bugün yakın bir arkadaşımla konuşurken bu konu üzerinde durduk. Kendisi çok emek verdiği bir ilişkisini bitirmiş bir arkadaşım bu. Dedi ki geçen gün Allah'a çok dua ettim nolur hayırlısı değilse onu tamamen içimden at ve karşıma bir işaret bile çıkarma. Sonrasında iş hayatında bir çocuğun eğlencesine tesadüfen yüzüne onun ve eski ilişki yaşadığı kişinin baş harflerini yazdığını görmüş keza plaka üzerinde kendilerinin baş harflerini görmüş ve üzülmüş. 

Halbuki Allahtan onu isterken inandığı şeyden vazgeçmeden diledi. Çünkü inandığı şey karşısına işaretlerin çıkmasıydı. İnandığı şey onunla yeniden bir bağ kurabilmek ve içinde yaşatmak için belirli şeylere denk gelmek ve buna tutunmak, sığınmaktı. 


Yapmanız gereken şey önce ne istediğini ve neye inanmak gerektiğini bilmen. sonrasında duygularını ve düşüncelerini regüle etmen yani düzenleyebilmen ve bu düzenlemeyi doğru yaptıktan sonra hem kendini iyileştirme yolunda adım atmış hem de daha güçlü bir sen için yola çıkmış olacaksın. Biliyorum ancılı ve kolay olmayan bir yo. Emin ol en iyi bilenlerden biriyim ancak yolun sonunda bir daha aynı kişi olmuyorsun. Evet yeniden kırılmayacağın, üzülmeyeceğin kişiyi hayatına almaman noktasında garanti veremezsin ama mücadele şeklini daha sağlıklı yaşamak ve kulanmak senin elinde garantiye alacağın şey kendisin bir başkası değil.


buraya kadar gelip yazımı okuduğun ve belki de değer verdiğin için teşekkür ederim. Amacım seni iyileştirmek değil sadece bu yolda biraz olsun farkındalık ve yüzleştirmeler yaşamanı istemek. Bak sağlamak demiyorum. Bunu isteyen benim ama sağlayacak olan sensin :)

Kendine iyi bak. :)



Alihan Alkurt 




Yorumlar

Bu Blogdaki Popüler Yayınlar

MEYVELERİN KARAKTERLERE YANSIMASI, HANGİ MEYVE HANGİ KİŞİLİK ÖZELLİĞİNİ YANSITIR ? 🍒🍌🍉🍇

Herkese merhaba, çok eğlenceli ve tamamen kendimin bulduğu güzel bir içerikle karşınızdayım. Bugünkü yazımda sizlere bazı  meyvelerin hangi karakter ve kişilik özelliğini yansıttığını ve psikolojinizi nasıl anlattığını kendi düşüncelerim dahilinde anlatmaya çalışacağım. Umarım yazıyı keyifle okursunuz. Çünkü ben yazarken çok keyif aldım:) Hadi hazırsanız başlayalım. Bu arada bunlar benim tamamen kendi fikirlerim onuda belirtmek isterim. Ve bu fikirlere çevremdeki bu meyveyi seven insanları gözlemleyerek oluşturduğum fikirler olmakla birlikte bendeki izlenimleri aktardım notunu düşeyim. 1. ÇİLEK 🍓 Çilek severler bence çok sıcakkanlı ve samimi insanlardır. Daima insanları kırmazlar ve güler yüzlü davranırlar. Kolay kolay reddetmeyi sevmezler. Tatlı bir üsluba sahiptirler.Sohbetleri insanları alıp götürür. Ve kolay bir şekilde kendilerini sevdirirler. Biraz dağınık olabilirler. Ayrıca aşık olmayı çok severler. 2. MUZ 🍌 Muz severlerin kişilik ve karakter özellikleri...

ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ DOĞRU BİR ŞEKİLDE NASIL YAPILIR ? DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN DURUMLAR NELERDİR ?

Herkese merhaba, blog sayfama hoş geldiniz. :) Güzel bir konuyla geldim. Aslında bu konu herkesi ilgilendirmesede zamanında hepimizi çok ilgilendirdi ve hala ilgilenenler ve ilgilenecek olanlarımız var. Ben bu yazıyı tercih döneminden haftalar önce yazıyorum ama yayınlanma olarak tercih dönemine denk getirmeye çalışacağım. O zaman hemen gelelim asıl konuya. Biliyorsunuz ki çok uzun sürelerce çalıştınız ve üniversite sınavına girdiniz. Aslında sizin için bitmiş gibi görünse de sonuç açıklanma evresi ve tercih evresi gibi insanın içini kemiren süreçler daha var. Ben en keyifli görünen ama bir o kadar da insanı terleten kısımdan bahsedeceğim yani tercih dönemi. Şimdi tercih nasıl yapılır ? daha doğrusu doğru tercih nasıl yapılır ? Nelere dikkat edilir ? elimden geldiğince geçen sene kendi yaşadığım deneyimler ve öğrendiklerim dahilinde kısaca bahsedeceğim. Üniversite& Bölüm Tercihi TERCİH DÖNEMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİLEN HUSUSLAR 1. SIRALAMAYI BAZ ALMALISINIZ ! İlk olarak yapmanız ...

YAKIN ARKADAŞTAN SEVGİLİ OLUR MU ?

 Herkese merhaba. Yeni bir blog yazısına hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü konuyu çok yakın ve çok sevdiğim bir arkadaşım ona selam olsun :) az önce konuşurken farkında olmadan yazı konusu söyledi. Yani bu konuyu yazıp yazmamak arasında çok ikilemde kaldım ama neden yazmayayım ki bence hepimizin merak ettiği, fikir sahibi olduğu ve nasıl olur böyle bir şey ya diye düşündüğü bir konu olmuştur. O zaman bende kendi fikirlerimi beyan ederek yazıya giriş yapıyorum. :) ( Bu yazıyı neredeyse 3 ay önce yani 20 Eylülde yazmak için konuyu taslağa alıp bırakmışım ve yazmak mı? Hak getire. Taslaklarımı kontrol ederken bu konuyu gördüm ve bence artık devam edip yayınlamalıyım dedim). Yakın Arkadaş En yakın arkadaştan sevgili olur mu ? diye düşünüyoruz şimdi. Belki içinizden ne kadar iğrenç olur mu öyle şey ya ya da neden olmasın ki ne var bunda abartılıyor bu kadar diyenleriniz vardır.  Ben aslında şöyle ki her iki fikre katılıyorum ama şu şekilde katılıyorum. Daha detaylı düşünürsem insanları...

ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ BOZULDUĞUNDA SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE NASIL GERİ DÜZELİR ? 👫

Herkese merhaba 😊 Arkadaşlık bağı  Bugün hepimizin ya da genelimizin ortak durumu olan arkadaşlık konusuna değinmek istedim. Biliyorsunuz ki arkadaşlar herkes için vazgeçilemez bir durumdur. İnsanlar daima çevrelerinde, sosyal yaşantılarında, kültürel ortamlarda ya da yaşadığı her ortamda birbirleriyle iletişim kurma gereği duymaktadırlar. Çünkü insanlar birbirleriyle daima ilişki içerisinde olarak yaşamlarını devam ettirme gereği duyarlar. Bu da hayatın bir kanunu ve insanların bir ihtiyacıdır. Tabi her şey oldu farz edelim, arkadaş veya arkadaşlarımızı bulduk ve bir şekilde ortamımızı oluşturduk. Şimdi en merak edilen uzun sürecek ve sabırla birlikte her duygunun harmanlanacağı kısma gelelim. Arkadaşlık, dostluk bu dünyadaki en güzel şeylerden biridir. Kimi zaman arkadaş olarak başladığın yola artık dost ve en üst duyguyu yani güveni kazandığında kardeşlik duygusunu kazanmış ve birbirinize o şekilde davranmaya başlamışsınızdır. Aile olmuş ve her daim yediğiniz, içtiğin...

GELİN SOHBET EDELİM #1

Selam nabersiniz? umarım iyisinizdir ben iyiyim idare ediyorum diyeyim daha doğrusu. Canım çok sıkıldı ve sohbet yazısı oluşturayım dedim. Hatta bunu ilk yazı şeklinde başlatıp belirli bir sırayla bazı günlerde -CANIM İSTEDİĞİNDE YANİ- #gelinsohbetedelim başlığı altında içimi de dökerek belki de yazıyı okuyup kendini açmak isteyenleri de dinleyerek sohbet etmiş olacağım. Çok uzun olmayacak zaten kısa ve öz:)       Sohbet #1 Giriş faslını da yaptıktan sonra bahsedeyim biraz şu aralar neler yapıyorum. İlk olarak mezun olduğumu belirtmek isterim. Pdr ' yi bitirdim ve artık 4 yıllık üniversite hayatımı tamamlamış oldum. Kepimi de attım rahatladım açıkçası:)))) Tabii biraz burukluk da var içimde artık öğrenci olmamak, sevdiğin insanlardan uzağa gitmek. Mersin'de üniversiteyi okuduğum için ve çoğu sevdiğim arkadaşlarımla da başka şehirlerde yaşadığım için ayrı kaldık tabii. Telefondan iletişimdeyiz sürekli ama yüz yüze olduğu keyfini vermiyor hak verirsiniz ki. Bu açıdan biraz ...