Kalp Çarpıntısı 💛 |
Herkese selam! Uzun bir aradan sonra yeni bir yazıyla geldim. Buralarda yoktum ve yokluğunu hissettim mi başlarda çok kez ama sonradan insanoğlu bu her şeye alıştığı gibi buna da alışıyor sanırım. Dile kolay en son ki yazımı 8-9 ay önce falan paylaşmışım. Niye bu kadar uzun bir süre nadasa bıraktım sanırım kitap sayfasıyla ilgilendiğim için. Galiba benim bir işten verim alabilmem için sadece ona yoğunlaşmam lazımmış birden fazla şeyi bir arada rahat ve etkin kullanamıyorum onu da görmüş oldum. Bakın bundan da kendimi tanımış ve bir şey çıkarmış oldum. :))) Neyse biraz hal hatır sorarak başlayayım. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Ben iyiyim ya da iyi olmaya çalışıyorum diyeyim. Ama genele vurursam ortalama. :)
Bugün konumuz kitaplarla ilgili. Uzun zaman önce daha doğrusu bundan birkaç ay önce Türkiye'de Yabancı Yayınlarından "Kalp Çarpıntısı" isimli bir çizgi roman, kitap ve serisi çıkmaya başladı. Belki görmüş ya da duymuşsunuzdur. Bu olayın üstünden epey bir zaman geçti ama ben yine de konu hakkında fikirlerimi söylemek istedim. Neyse Duymadıysanız da bu yazı ile ben sizleri ufacık bilgilendirniş olayım. Kalp Çarpıntısı LGBT+ konusu olan ve Nick ile Charlie isimli iki gencin aşkını anlatan bir çizgi roman aslında. Başlarda hiçbir sorun yoktu. OKUMAK İSTEYEN BU KİTABI KENDİ HÜR VE ÖZGÜR İRADESİYLE ALIP OKUYORDU! sonrasında işler biraz değişti tabii. Kitabın antileri daha doğrusu konusundan ötürü anti kesim bunun farkına varmaya başladıkça kitapla ilgili propaganda mı denir ne denir onun gibi bir şeyler yaptılar. İşte twitter gündemine oturdu vs. derken Instagram gibi koca bir mecrada da halk ikiye ayrldı. Kimisi bu kitapların çocuklar da dair herkesin fikrini yanlış doğrulttuğuna, insanları zehirlediğine yönelik birtakım fikirler ortaya atsa da kimisi de herkesin kendi özgür ve hür iradesi, isteyen istediği kitabı okur, okumak özgürlüktür! sloganıyla bir nevi birbirlerine savaş açtılar. Kitabı okuyan ve çok seven birisi olarak şunu diyebilirim ki ben her iki görüşe de saygı duyuyorum. Tabii insanların sınırlarının ihlal edilmediği ve haklarının sömürülmediği sürece. Burada biraz hak sömürgesi ve sınır ihlali olduğunu düşünenlerdenim. Elbette kitabın insanları yanlış yönlendirdiğine ve göz önünde bulunmaması gerektiğini isteyenler olabilir. Herkes kendini rahatsız eden bir şeyi gördüğünde fikrini beyan etmesi en doğal hakkı. Lakin karşıt bir düşünce ile karşılaşıldığında bel altı inerek ve insanları kötü, ahlak dışı yerlerden vurarak ve onları alaya alarak bu şekilde bir yaklaşım gösterilmesine tamamen karşı bir insanım. Hepimiz aynı ülke sınırları içerisinde birlik ve beraberlik, saygı ve sevgi içerisinde yaşıyoruz. Bu güzel duyguların en ortak noktası da bence hoşgörü. İnsanlar kendi düşüncelerinin doğru olduğunu savunurken başkalarınınkini yerle bir etme maksadıyla farklı yerlere girdiğinde işler çirkinleşmeye başlıyor ve haliyle ortalık bir savaş alanına dönüyor. Neden? BİR KİTAP YÜZÜNDEN! Bir kitap nasıl olur da konusundan dolayı tüm ülkeyi birbirine düşürür ve odak noktası haline gelir. O kadar problem, kötü şeyler yaşanır ve Türkiye bunun başını çekerken. Bu adar zayıf zaafları olan ve bunu tüm çıkarlar uğruna göstermek için mi yaşıyoruz? Burası biraz tartışılır. Hatta bayağı tartışılır.
Başka insanların seçimlerinin, yönelimlerinin, tercihlerinin veyahutta kararlarının haliyle de sonuçlarının kendi yaşaması gereken özel bir hayatı olduğunu unutmamalı ve saygı duymalıyız diye düşünenlerdenim. Kimin neyi seçtiği, nasıl bir dine, ırka, inanca, yönelime sahip olduğu bence kimseyi ama kimseyi ilgilendirmez. Hepimiz kendi hayatlarımızdan, kendi seçimlerimizinden mesulüz ve sonuçları da yine bizleri ilgilendirir. Okumaya, yaşamaya, sevgiye, aşka, her şeye saygımızın olması ve bu gibi konularda art ve kötü niyetin aranmaması gerektiğinin bilincine varmamız gerekiyor. Varmasak bile bunun bizim dışımızda gelişen şeylere karışma ve laf söyleme hakkımız ve haddimiz olduğu anlamına da gelmiyor. İnsanların kendi hayatları ve kendi kararları. Okuyacakları,izleyecekleri, seyahat edecekleri yerleri kendi hür üradeleriyle seçip bu konularda yargılanmaları çok ama çok mantık ve etik dışı bir olay. Düşünsenize birisi sizi elma yediğiniz için yargılıyor. Ya da okuduğunuz, izlediğiniz, dinlediğiniz şeylerden ötürü yargılıyor, işte hu kadar garip ve anlamı olmayan şeylerle ilgileniyoruz.
Kalp Çarpıntısı kitabı da benim fikrimce gayet güzel, isteyen insanların okuduğu ve satın aldığı, kendi iradeleriyle ulaştığı, kimsenin kimseye zorla önüne sunmadığı, kafasına silah zoruyla okuyun demediği, zararsız bir kitap aslında. SIRADAN BİR KİTAP! en doğru tabir bu olacak. Kitabın ülkede yasaklanması, satılacak yerlerde kitabın kartondan bir kese kağıdıyla satılmaya başlanması, internet sitelerinden kaldırılması... İnanın çok boş şeyler. E isteyen yine o kitabı aldığında herkese gösterip tanıtacak ve isteyen yine o kitaba ulaşıp o kitabı okuyacak bu kadar alana girmek ve insanların özgürlüklerini kısıtlamak niye. Nedeni yok maksat iş yapılsın ve bir şeylerle uğraşılıyor gibi gösterilsin.
Bu arada kitabın yakın zamanda bir netflix dizisi çıkıyor ve sanırım dördüncü kitapta yolda, geliyor.
Umarım kendimi ifade edebilmişimdir. Yanlış kurduğum bir cümle ya da kalp kırdığım bir husus varsa şimdiden af dilerim. Okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için de teşekkür ederim. Umarım kimsenin kimsenin özgürlük alanını kısıtlandığı, ne dinledi, izledi ya da okudu diye karışmadığı, bakışlarıyla yemediği güzel bir hayatımız olur. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın. :)))))
Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz, merak ediyorum ?
By Alihan ALKURT
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan bildirebilirsiniz.