Düşünüyorum da neden bazen bizler bir girdabın içinde sürekli dolanıp duruyoruz. Neden bizlere iyi gelmeyen şeylerle yaşamaya diretiyoruz kendimizi. Kazancımız ne belki de bunca kayıp varken... Batmak üzere veya batan bir gemideyiz. Gemi suların sığlarına doğru gidiyor ama sırf o gemide yaşadık, anılarımız var ve emek verdik diye gemiyi bırakamıyoruz. Oysa ki gemi battı ve sen içinde batanla birlikte onu bırakman gerektiğinin farkında olarak ayrılmıyorsun ondan. Evet konunun gemiyle ve batmasıyla bir alakası yok. Konu sensin konu benim. Konu bizim vazgeçmediklerimiz, alışkanlıklarımız, kendimizi belki de hiçe sayarak önümüze koyduklarımız ve kaybolduklarımız. Kendimden yola çıkarakta bu yazıda kısaca buna değinmek istiyorum. Çok seviyorum, çok değer veriyorum ve evet çok EMEK verdim. ama sonuç bana iyi gelmiyor ve başka bir sonuç bırakamıyorum. Farkında mısın iki türlüsü de sadece bana zarar veriyor. Acı olan da bu farkında olmak. Bazen farkında olmak olan şeyden daha ...
Herkese merhaba. Öncelikle nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız ki sormazsınız muhtemelen pek iyi değilim. 😄 Neyse fazla giriş faslında kalmadan asıl içeriğe giriş yapalım. O gün iki arkadaşımla birlikte yukarıda okumuş olduğunuz başlık hakkında konuşuyorduk. İşte yeni insanlar tanımak lazım mı ya da hayatımızda bize yeteri kadar olanlarla devam mı edelim? Aslında yeten insanlarla devam ediyoruz diye karşımıza çıkan her yeni insanı tanımayacağız diye bir şey yok tabi ama o kısmı anlayan anladı. Anlatırsam çok uzun anlatırım o yüzden ne ben yazarken yorulayım ne siz okurken yorulun. Yeni İnsanlar Hayatımıza Almak Yeni insanları tanımak aslında güzel bir duygu. Bundan bir 3 sene önce falan bu görüşün çok arkasındaydım ha hoş hala arkasındayım fakat bir görüş değişikliği yaparak farklı bir görüş benimsedim kendi kendime ama bu ötekini yanlış bulduğum anlamına gelmiyor gerçi bir insana bir şeylerin kararını aldıran illa bazı olaylar ya da kişiler oluyor ki ben...